Mart 2018,
Karavan seyahatimizden sonra ilk defa yazmaya niyetlendim... Nasıl da çok zaman geçmiş döndüğümüzden beri.. Parmaklarım paslanmış resmen.. Tuşlar arasında gezinirken zorlanıyorum.. O yüzden şimdiden sürçülisan olursa affola diyerek başlamak istiyorum😊
Karavan seyahatimizden sonra ilk defa yazmaya niyetlendim... Nasıl da çok zaman geçmiş döndüğümüzden beri.. Parmaklarım paslanmış resmen.. Tuşlar arasında gezinirken zorlanıyorum.. O yüzden şimdiden sürçülisan olursa affola diyerek başlamak istiyorum😊
Bu yazı dizimde benim şarap yapımı ile tanışmam ve Evde Şarap Grubu olarak 14-15 Nisan hafta sonu gerçekleştirdiğimiz, Trakya tadım gezimizden notlar olacak.
Evde Şarap Grubu, adından da anlaşılacağı gibi, evinde şarap yapan bir grup meraklı tarafından 2002 yılında kurulmuş.. Ben grubu 2005 yılında keşfedip üye olmuştum.. Hikayesi de şöyle:
O yıl sonbaharda bizim Poyraz'daki köy evimizin bahçesinde bulunan tek kök çilek üzümünün (Karadeniz üzümü diye de bilinir) hayatının mahsulünü verdiği yıl olmuştu... Öyle çok üzüm aldık ki, ben ne yapsak da, bu nefis çilek aromalı üzümü değerlendirsek diye araştırmalara başladım. Ya pekmez yapacaktım, ya şarap... Aşağıdaki manzaraya doğru dalmış gitmişim... Ne kadar zaman geçmişti hatırlamıyorum ama sonunda dedim ki, 'bu manzaraya karşı kendi yaptığım şarabı yudumlamalıyım...'
Şarapta karar kıldıktan sonra, 'E peki ama nasıl yapacağım?' dediğimde rastladım Evde Şarap grubuna... O gün bu gündür de, hem şarap yapımı ile ilgili bir sürü bilgi edindim, hem de gerçekten çok değerli insanlarla tanışma, arkadaş, dost olma fırsatı yakaladım..
Üzüm almak için yollara düştük birlikte... Nice bağ bozumları yaptık....
İlk şarap yapma deneyimime dönersek, o çalışma tamamen bir fiyasko ile sonuçlandı😊 Benim 'Çilek Üzümü' diye bildiğim asma cinsinin, orijini İtalya olan, günümüzde yoğun olarak Gürcistan ve Karadeniz kıyılarında yetişen İsabella olduğunu keşfettim sonradan... İsabella'nın kalın kabuğu, yoğun aromasına rağmen şarap yapımı için pek de uygun olmadığını deneyerek görmüş oldum... İşte sözünü ettiğim İsabella, nam-ı diğer Karadeniz Üzümü, Çilek üzümü...
Evet, kükürt bulacağım diye Mısır çarşısının arkasındaki kimyasal satıcılarını tek tek dolaşıp, kükürdü bulmuştum da; şarap mayasını bulamayınca, Mısır çarşısındaki aktarlardan birinin verdiği ekmek mayasını kullandıydım (Bu maya başka bir ekmek mayası, bununla şarap olur demişti adam)...
'Bu İsabella'nın hiç mi suçu yok' dediydim de araştırdıydım 😉
Bence suçluymuş😋 Çünkü o tarihten sonra merak edip aldığım üç - dört farklı şarap üreticisinin yaptığı İsabella şaraplarının hiç birini beğenmedim.. Üzümdeki o nefis aroma tamamen yok olduğu gibi, o kalın kabuk da hiç tanen bırakmamıştı ve gövdesi çok zayıftı şarapların... Ama pepeçura denen, mısır unu ve nişasta ile yapılan bir muhallebisi var ki, henüz tatmadıysanız mutlaka deneyin derim...
Şarap merakı bir kez sardı mı insanın ruhunu, bir daha çıkmıyor herhalde... İlk şarap yapım denememden sonra, Yunus Kocabaşoğlu'nun Veritas'ta açtığı şarap kurslarından birine katılmıştım... Sonra Evde Şarap grubunun tadım toplantıları, şarapla ilgili gezileri derken bugünlere geldik...
Şarap merakı bir kez sardı mı insanın ruhunu, bir daha çıkmıyor herhalde... İlk şarap yapım denememden sonra, Yunus Kocabaşoğlu'nun Veritas'ta açtığı şarap kurslarından birine katılmıştım... Sonra Evde Şarap grubunun tadım toplantıları, şarapla ilgili gezileri derken bugünlere geldik...
Şubat ayı tadım toplantımızda 'Baharda bir Trakya tadım turu yapsak, ne zamandır ziyaret etmedik üreticileri.. Henüz tanışmadıklarımızla da bir tanışsak artık' diye başlayan sohbetler, 'Özlem sen bu işi organize edersin' ile devam etti.. Dostların ve içtiğim şarapların verdiği motivasyonla üstlendim organizasyonu ve hazırlıklar başladı😋
Başlangıç çok iyi, devamını bekliyoruz merakla özlem hanım :)
YanıtlaSil