16 Kasım, Perşembe, 2. gün,
Kavala’ya 2010 yılında gelmiştik ilk defa... O zamandan beri eski liman aynı güzelliğini korumuş, sevindik😊 Limanda karşımıza çıkan üç yavru köpek bizi bizden aldı.. Nasıl sokulgan, nasıl sevimli, nasıl oyunculardı!
Bir kahve molası (kahve fiyatları çeşit ve büyüklüğüne göre 1.5€-2.5€ arası değişiyordu) ve liman yürüyüşünden sonra Üsküp (Skopje- Makedonya)’e doğru yola koyulduk. İpsala-Kavala arası bir, Kavala Selanik (Thessaloniki) arası iki kez 6€, Mekadonya sınırını geçtikten sonra, Üsküp e doğru da 2€, 2.5€ ve 1€ olmak üzere toplamda 23.5€ paralı yol kullandık. Bu arada Avrupa’daki her bir ülkede yakıt fiyatı farklı.. Makedonya mazotun en ucuz olduğu ülkelerden biri(0.8€/lt ile), rekor Norveç'te (1.6€/lt) .. Yani yola çıkarken nereden mazot-benzin alacağınızı belirlemenizde fayda var, iyi ayarlayabilirseniz sıkı tasarruf yapmak mümkün...
Bugünkü yolumuz kah tarlaların arasından, kah deniz kenarından güzel doğa manzaraları eşliğinde geçti, pek keyifli idi... Benim gibi yolculukta başını kitaptan kaldırmayan birinin bile dikkatini dağıtacak, kitabı unutturacak güzellikte renkler, doğa..
Vardar ovasından geçerek 16:00 gibi Üsküp’e girdik. Önce şöyle bir şehri gezdik... Beni en çok etkileyen kocaman heykellerdi... Tüm ihtişamlarıyla nehir kenarındaki heybetli binaların önlerinde, meydanlarda yerlerini almış, insan ve hayvan figürleriyle biçimlenen heykeller...
Türkiye-İpsala, Yunanistan-Kavala, Makedonya-Üsküp
Sabah 6:30 da İpsala Gümrük Kapısı serbest bölge alanında uyandık.. Türk gümrüğü tarafında freeshop'un da bulunduğu ana binada bir cafe var, orada çay ve tost ile karnımızı doyurduk... Söylediğimiz kaşarlı tostta kaşara gelene kadar doymuştuk, öyle eser miktarda peynir vardı yani😊 Nerede yenmemeli listemize ekledik, sizin de aklınızda olsun...
Kahvaltı, günlük rota mütalaası derken 8:00 gibi gümrük işlemlerini tamamlayıp, Yunanistan’a geçtik. Dedeağaç 35 km gösteriyordu, sonra Kavala...
Dedeağaç - Kavala arası gittiğimiz otobanın iki yanında gördüğümüz zeytin, elma, ayva ağaçları değil ama pamuk tarlaları bizi şaşırttı...
Yaklaşık 200 km yol yaparak İpsala sınır kapısından Kavala’ya vardık...
Kavala’ya 2010 yılında gelmiştik ilk defa... O zamandan beri eski liman aynı güzelliğini korumuş, sevindik😊 Limanda karşımıza çıkan üç yavru köpek bizi bizden aldı.. Nasıl sokulgan, nasıl sevimli, nasıl oyunculardı!
Bir kahve molası (kahve fiyatları çeşit ve büyüklüğüne göre 1.5€-2.5€ arası değişiyordu) ve liman yürüyüşünden sonra Üsküp (Skopje- Makedonya)’e doğru yola koyulduk. İpsala-Kavala arası bir, Kavala Selanik (Thessaloniki) arası iki kez 6€, Mekadonya sınırını geçtikten sonra, Üsküp e doğru da 2€, 2.5€ ve 1€ olmak üzere toplamda 23.5€ paralı yol kullandık. Bu arada Avrupa’daki her bir ülkede yakıt fiyatı farklı.. Makedonya mazotun en ucuz olduğu ülkelerden biri(0.8€/lt ile), rekor Norveç'te (1.6€/lt) .. Yani yola çıkarken nereden mazot-benzin alacağınızı belirlemenizde fayda var, iyi ayarlayabilirseniz sıkı tasarruf yapmak mümkün...
Kavala çıkışında Drama tabelası görünce aklıma Ruhi Su’nun o nefis davudi sesinden dinlemeyi pek sevdiğim Drama Köprüsü türküsü geldi.. Demek orası burasıymış..
Yolun sağında, solunda gördüğümüz bağların bir kısmını naylonlarla örtüp korumaya aldıklarını fark ettik, kış hazırlığı başlamış yani😊
Bugünkü yolumuz kah tarlaların arasından, kah deniz kenarından güzel doğa manzaraları eşliğinde geçti, pek keyifli idi... Benim gibi yolculukta başını kitaptan kaldırmayan birinin bile dikkatini dağıtacak, kitabı unutturacak güzellikte renkler, doğa..
Yunanistan sınırından Makedonya’ya geçer geçmez bir süre kumarhaneler devam etti... Sonrasında Üsküp (Skopje) ye doğru sarı, turuncu, kırmızı, bordo, yeşil, mavi-yeşil renkleriyle meşe ormanları, dereler, lahana tarlaları, bağlar ve şaraphaneler çevreledi otoyolu..
Vardar ovasından geçerek 16:00 gibi Üsküp’e girdik. Önce şöyle bir şehri gezdik... Beni en çok etkileyen kocaman heykellerdi... Tüm ihtişamlarıyla nehir kenarındaki heybetli binaların önlerinde, meydanlarda yerlerini almış, insan ve hayvan figürleriyle biçimlenen heykeller...
Gecelemek için şehrin hemen çıkışındaki bir benzinliğe yerleştik. Bu akşam Nur ve Fahrettin'in karavanına yemeğe davetliydik😊 Yaklaşık 600 km yoldan sonra dinlenmek üzere karavanlara çekildik sonrasında.. Ben de bu satırları yazmaya.. Yarın erken kalkacağız.. Yolculuk Belgrad'a...
Keyifle takip ediyorum yolculuğunuzu. Sevgiyle kalın. 😘😘
YanıtlaSilteşekkürler😊
SilHayırlı yolculular.
YanıtlaSilteşekkürler😊
SilÜsküpte gördüğünüz devasa heykellerin amacı, Osmanlı izlerini silmek, yaşam izlerini perdelemek. Heykellerin yapıldığı yerlere bu açıdan bakın. Ayrıca yol üzerindeki yerleşim yerlerine dikkat ederseniz müslüman nufus oldukça çok bunu da camilerin çokluğundan anlıyoruz. Bunu da perdeleme çalışması olarak her şehirin en yüksek tepelerine çok güzel aydınlatılmış devasa haç lar yerleştirilmiş.
YanıtlaSilİyi yolculuklar gençler. Kendinize mukayyet olun.
YanıtlaSilteşekkürler Memet bey🙃😊
SilYolunuz açık, keyfiniz bol olsun Efendim iyi yolculuklar
YanıtlaSilçok teşekkürler😊
Sil