16 Aralık 2017 Cumartesi

2017 Karavanla Avrupa- 15 Aralık, Floransa 2. gün

15 Aralık 2017, Cuma, 31. gün,
İtalya Floransa,

Dün bahsetmiştim, bu sabah Gülru ile buluşacağız şehir merkezindeki Piazza Duomo meydanında... Gülru Özsu lisanslı rehberlik yapıyor Floransa'da... Tesadüf bu ya üniversiteden yakın bir arkadaşımızın kuzeni çıktı😊 Bir de hediyelik eşya dükkanları var, çok zevki objelerle dolu, şirin mi şirin bir dükkan: From Florance.


Sabah 9:15 kamp servisi ile şehre indik... Yolumuzun üzerindeki SergioBar'da sandwic ve çay ile kahvaltımızı yaptık Gülru'yu beklerken... Hava yağışlı şansımıza... Ama biz önemsemiyoruz, dört haftadır hemen her koşulda keyif aldık gezdiğimiz gördüğümüz yerlerden💃💃💃

Buluşmaca sonrası ilk durağımız Piazza Doumo 'daki büyük kilise "Cattedrale di Santa Maria del Fiore", Türkçe'ye Çiçekli Meryem Ana Katedrali olarak çevirdim umarım sürç-i lisan etmemişimdir😊 Kilise devasa... Aşağıdaki karede meydanda gidebildiğim kadar geri giderek, sadece bir bölümünü alabildim kadraja.... 
  

1200' lerde başlamış yapımı, son haline 1800'lerde ulaşmış... Ne politik oyunlar oynanmış yapımı sırasında, onlarca mimar değişmiş... Leonardo Da Vinci bile öğrencilik döneminde bir fiil çalışmış yapımında... Aşağıda başka bir perspektiften görüntüsü var... Sol taraftaki kuleye dikkat... İlk katlarda heykellerle süslemiş işe başlayan dönemin mimarı, son üç katta bariz değişiklik var, pencereli yapıya dönüyor... Yapım yüzyıllar sürünce😉

Artık nasıl yorumlarsanız bu farklılaşmayı... O dönemde de ego savaşı vardı da, işi sonradan devralan mimar "farkımı cümle alem görsün" mü dedi acaba? Yoksa yeni dönem iktidarı "bizden izler eklene!" dedi diye mi, emir kulu mimar yapı tasarımını değiştirdi acaba?? Ya da başka ne senaryo gelirse aklınıza....


Kilisenin dış cephelerinde yüzlerce heykel var... Kimler yok ki, dönemin bilim insanları, Medici ailesinin fertleri, yapımda görev alan mimarlar, en tepede tanrıyı sembolize eden bir  heykel, altında Meryem Ana, Havariler.... Bir de bana pek ilginç gelen yapımı 600 yıl kadar süren Katedral aşama aşama kutsanarak açılmış.. Her bir açılış yapan kişinin de heykeli yapılıp eklenmiş dış cepheye.. 


Tarihi şehirde öyle çok heykel var ki... Onlardan da kısacık da olsa bahsetmemek olmaz diyorum ben... Adamlar yüzyıllarca uğraşıp yapmışlar😏 "Battistero di San Giovenni", yani Floransa Vaftiz Evi'nin "Cennet Kapısı" denen aşağıdaki fotoğraflarda görülen tunçtan kapının yapımı 28 yıl sürmüş... İki mimar görmüş bu kapı, ikinci mimar yarışmayla seçilmiş... Adam öyle zorlanmış, ömrünü vermiş ki, kapıdaki kabartma insan büstlerinin arasına kendisininkini de koymayı ihmal etmemiş😊 Ama sıkı durun: bu gördüğünüz kapı bir sel felaketinde su tarafından yutulmuş... Sonra bulmuşlar ve restore ederek bir müzeye koymuşlar.. Meydanda bulunan aşağıdaki replikanın, bir Japon iş adamının sponsorluğu ile yapılıp meydana konması da ayrı bir hikaye... Eeee artık sanata servet akıtan Medici'ler de yok ki!  


Şehirdeki tüm eserler replika değil ama... Yüzyıllara meydan okuyan aşağıdaki fotoğrafın sol tarafındaki yekpare tunç heykel mesela... Medici'ler sürgünden döndüklerinde yaptırmışlar, elinde yılan başlı Medusa'nın kellesini tutan yarı tanrı heykelini... Heykeldeki yarı tanrının kafasının arkasında, heykeli yapan sanatçının yüzü işlenmiş muhteşem bir şekilde... Sağda üstteki heykel bana çok estetik geldi... Sağ altta ise Michelangelo'nun 27 yaşında yaptığı Davud heykelinin replikası ile Herkül heykeli var... Bu meydandaki heykellerin çoğu nedense vahşet içeriyor... İnsanın içi şöyle bir ürperiyor... Yaşadığımız zamandan çok da şikayet etmemek lazım diye geçiriyorum aklımdan... Şiddet, vahşet, güç savaşı insanlık tarihi kadar eski galiba....   


Dün Ponte Vecchio köprüsünden geçmiştik, fotoğraflarını da paylaşmıştım... Bugün Gülru bu köprü üzerinden geçen koridorun hikayesini anlattı... Efendim köprü beton hali ile 14. yüzyıl ortalarında inşa edilmiş.. 16. yüzyılda ise suikastlardan korkan Medici ailesi köprünün üstüne bir koridor inşa ettirmiş. Koridor parlementodan (Medici'lerin dönüşüyle monarşi ilan edildiği için pek parlemento da kalmamış ya o dönemde) başlıyor.. Binaların üstünden uzanarak, Ponte Vecchio köprüsü üzerinden geçip, Medici'gillerin o dönem yaşadığı sarayda son buluyor... Yaklaşık 1.5 km! 


Nasıl bir can korkusuysa artık... E tabi adamlar Floransa'yı dünyanın finans merkezi haline getirmişler.... Günümüz bankacılığının temellerini atıp dünya çapında örgütlenerek, papalara bile borç vermişler, savaş çıkartmak isteyen devletlere borç vermişler (bugünkü anlamda ilk kredi kullandırma işleri deniyor), sevmediklerini tarih sahnesinden silmişler, rönesans denen aydınlanma sürecini başlamasında önemli rol oynamışlar bu arada...  

Gezdiğimiz şehirlerin tarihlerine pek girmiyorum fark etmişsinizdir... Ama bu sefer Gülru o kadar güzel anlattı ki, hem dinlediklerimi unutmamak adına kayıt altına almak istedim, hem de sizlere (bence en önemli özelliği tarihi ve sanat eserleri olan) Floransa'yı doğru anlatabilmek... Teşekkürler Gülru💖🙋 


Şehri doğru anlatabilmek derken sokaklarından bir kaç kare daha geliyor... 

    
Birkaç kare de benim gözümden şehrin Noel ruhunu göstersin diye düşündüm... Güneye indikçe Noel kutlama hazırlıkları da değişiyor... Marketler yerlerini ışıklı süslere bırakıyor...  


İtalya'ya gelinir de Fiat arabalardan bahsetmeden olur mu hiç... İşte iki gündür gördüğümüz değişik model Fiat arabaları sizler için fotoğraflamaya çalıştım😊 Benim favorim tabii ki ortadaki😉


Şehirde iki değişik araç tipi daha dikkatimizi çekti.. Biri dar alanlar için ideal üç tekerlekli aşağıdaki araçlar.. 


Diğeri de "Share'Ngo" diye tabir ettikleri, yukarıdaki üç tekerlekli kadar olmasa da küçük, şehir içi kullanım için gayet uygun elektrikli araçlar... Bir mobil uygulama var indiriyorsunuz, kendiniz için bir hesap açıyorsunuz, kullanmak istediğini kredi kart bilgilerini giriyorsunuz.
Sonra ihtiyacınız olduğunda, uygulama üzerinden size en yakın/uygun Share'Ngo aracının yerini öğreniyorsunuz, aracı gidip alıyorsunuz ve gitmek istediğiniz yere gidip, istediğiniz yere park ederek bırakıyorsunuz. 0.24€/dk diye fiyatlandırıyorlarmış... Biz pek beğendik bu girişimci fikri😊    


Yağmurdan iyice ıslandığımızı fark edince, kahve molası verelim dedik ve Piazza Doumo ya çok yakın Don Nino pastahanesinde oturduk... Ben tatlı olarak Cannoli yedim ve çok da beğendim... Cannoli, kıtır ince boru şeklinde bir hamur içine, pudra şekerli Riccotta peyniri ya da özel bir krema doldurulup, antep fıstığı - fındık gibi bir kuru yemişe bulanarak servis ediliyor.. Özellikle Sicilya bölgesinde çok meşhur bir tatlıymış... Tavsiye edilir..  


Bu arada Floransa da da Işık Festivali olduğunu öğrendik... Demek ki dün akşam gördüğümüz bina ışıklandırmaları ondandı diye bende de bir ışık yandı😏 Bir kaç projeyi görebildik ancak...



Bugün yemeğimizi Gülru'nun tavsiyesi ile Trattoria Bordino'da yedik... Geç öğlen yemeği gibi oldu... 15:00 gibi restorana vardığımızda öğle servisinin 5 dakika içinde kapanacağını öğrenince, hızlı bir şekilde sipariş verdik. Bu sefer soğan çorbası deniyoruz... Dün yediklerimiz gibi bulamaç şeklinde değildi, bu sefer çorba patates ile kıvamlandırılmış... Fotoğrafta görüldüğü gibi... Lezzet süperdi, tam bir karbonhidrat bombası 😊


Üstüne bir de, Chianti şarap eşliğinde domatesli makarna yeyince, benim şeker değerleri bir saçmaladı ki dönüş yolunda kendimden geçmişim😊

Restoran sevimli bir mekandı, yemekler son derece lezzetli, fiyatlar çok makuldü (bu sefer 50€ verdik, hepimiz aynı şeyi yedik sayılır)... Tatlı bölümünde gördüğüm krem bruleler aklımda kaldı bu arada:) 


Yarın erkenden yola çıkacağız Siena üzerinden Pompei'ye doğru... Önümüzde yaklaşık 500 km'lik uzun bir yolumuz var... Bu akşam karavanlara erken dönüp dinlenelim istiyoruz... 

Pompei 'ye vardığımızda çok yorgun olacağımızı düşünerek akşamdan yemek yapayım diyorum... Bildiğiniz Türk mutfağı 😉 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder