17 Aralık 2017 Pazar

2017 Karavanla Avrupa - 16 Aralık Floransa, Siena, Pompei

16 Aralık 2017, Cumartesi, 32. gün
İtalya - Floransa, Siena, Pompei

Bu sabah erkenden kalktık, toparlandık... Nur'un akşamdan hazırladığı sandwiçlerimizi ve haşlanmış yumurtalarımızı yolda yiyeceğiz vakit kazanmak için... Bugünkü rotamızın ilk etabı  Siean'da bitiyor, yaklaşık 70 km yolumuz var önümüzde... 


Otoyol yerine yan yollardan gidelim dedik Siene'ya, şu meşhur Toskana bölgesi bağlarını da görerek, kasabaların içinden geçerek...

Dedik de bu kadarını beklemiyordum açıkçası😊 Nasıl güzel bir manzara! Karavanla giderken sol tarafın fotoğrafını çekemiyorum istediğim gibi... Görüş açım çok dar kalıyor... Hay Allah dedim, bu manzarayı paylaşmalıydım... Harun da "betimlesene" dedi... Pek zor ama denemeye karar verdim... Bakalım gözünüzün önüne gelecek mi😊

Hava yeni yeni aydınlanmaya başlıyor... Bulutlarla dağların arası açılmış, araya masmavi gökyüzü girmiş... Dağların hemen üstünde ise doğmaya çalışan güneşin turuncu yansıması, mavi gökyüzüne karışıyor... Dağların yamacındaki tarlaların üstüne bulutlar oturmuş gibi... Bulutlar toprak, kurumuş asma dalları ve yemyeşil çimenleri ara ara örtmüş...

Ağaçlar ayrı bir hikaye... Kışa hazırlanmak için sararan, turuncuya dönen, tarçın rengi, bal rengi, nar çiçeği kırmızısı, vişne rengi yapraklar... Bir de kışa direnen uzun boylu, koyu yeşil çam ağaçları ile buğulu yeşil-mavi renkleriyle zeytin ağaçları var...

Bu renk cümbüşünün arasında, görünür-görünmez kırmızı kiremitleri ve toprak rengi taş tuğlalarıyla köy evleri, şarap imalathaneleri var bir de...

Benim taraftan yakaladığım güzellikler ise aşağıdaki gibi:


Saat 10:00 civarı Siena'ya varıyoruz... Siena İtalya'nın ortasında, Unesco Dünya Mirası projesiyle koruma altına alınan şehirlerden...  

Şehrin kapısına karavanları park edip, yürümeye başladık ve at yarışlarının da yapıldığı meydana ulaştık ...


Önce bir kahve içip, kendimize gelelim diyerek, meydan manzaralı ilk gördüğümüz kafeye oturduk...

 

Enerjimizi topladıktan sonra şehrin ara sokaklarında gezinmeye başladık.. Bir ara arkama baktığımda kimseyi göremedim... Meğerse kendi el emekleriyle yaptıkları şapkaları satan bir dükkana girmiş bizim ekip... Dükkanın sahibi adam nasıl bir ayda otostopla Hindistan'a gittiğini anlatıyordu ben içeri girdiğimde😆😆😆 Öyle derin bir sohbete dalmışlar ki fotoğraflarını çektiğimi fark etmediler bile😉 


Aşağıda sol üstteki fotoğrafta yer alan alan çantalar çok güzel ve özeldi, deri üzerine apliklerle değişik desenler uygulamışlar.. Onun altında bir hediyelik esya dükkanında gördüğüm hayvan figürleri çok ilginç geldi bana.. Şeffaf plastik bir malzemenin içini nehirden toplanan, farklı boyuttaki minik taşlarla doldurmuşlar...  Sağ alttaki karede ise "Jingle bells" müziği eşliğinde çocuklarla sohbet eden genç kız Noel coşkusunu yaşatıyordu...


E İtalya'ya geldik, üzümün şarap halini tattık, pek beğendik.... Bir de sofralık olanların tadına bakmadan olmaz diye düşündük😉 Önümüze çıkan manav dükkanında sıra sıra dizilmiş üzümler bizi hipnotize etti adeta.. Nasıl girdik dükkana, seçtik salkımımızı, bulduk çeşmeyi de lüplettik o mis gibi gül kokulu, kocaman taneli, ince  kabuklu, bol sulu üzümü hiç hatırlamıyorum... 


Aşağıdaki fotoğraflar da şehrin meydanından.. Bu meydanda yılda iki kez at yarışları düzenleniyormuş..


Hediyelik eşya dükkanlarından seçmeler...


Şimdi aşağıdaki fotoğrafları bir araya koydum da ortak payda yok.. Zorlamak da istemiyorum bulmak için... Katedral burada da ihtişamlıydı, görmelisiniz diye düşündüm... Alttaki de benim gözümde İtalya: Vespa'sıyla, Fiat otomobiliyle, toprak rengi binasıyla, bina önüne atılmış minik masasıyla...

   
Bu şehrin kapı tokmakları bence efsane.. Bakalım siz ne diyeceksiniz...





Bir de atları bağlamak için kullandıkları metal aparatlarla ziller pek ilginç geldi bana...


Bir de boynuzundan su akan Unicorn eser bize çok ilginç geldi... 


"Bir de" yi ne çok tekrarladım, aman tanrım... Ama öyle güzel detaylar vardı ki... 

Siena yürüyüşümüzü böylece tamamlayıp yola çıktık... Kalan 380 km yolumuzu otoyol üzerinden gideceğiz... Siena'yı güneşli havada terk etmiştik, Roma civarında dolu bastırmaz mı!


Yarım saat kadar karlı havada ilerledik, sonra gene güneş açtı...


Saat 18:00 gibi Pompei'deki kampımız Camping Spartacus'e vardık... Adı pek iddialı, hava karardığı için ben henüz dışarı çıkıp keşif yapmadım.. Bakalım yarın göreceğiz artık...

Akşam bir firemiz var maalesef.. Nur hastalandı... Ateşi çıktı... Böyle uzun ve yoğun tempolu bir seyahatte ayakta kalmak için gerçekten büyük özen gösteriyoruz... Gene de iklim değişiklikleri, yoğun tempo bazen omuzlarımızı düşürüyor... Bu akşam bir çorba içip dinlenmeye çekildi, İnşallah yarın toparlamış olur🙏  

Bugünkü rotamız.. Bu arada unutmadan 380 km lik otoyola 27.7€ verdik, benzinin de litresini Siena çıkışından 1.439€ dan aldık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder